20. yüzyılın en büyük kimyasal saldırısı olarak kaydedilen Halepçe katliamının üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen acılar hâlâ tazeliğini korurken, son on yıldır Suriye’de yaşanan katliamlarla bir milyon Müslüman başta ABD, Rusya, İran ve desteklediği terör çeteleri tarafından vahşice katledildi.

Kanlı Cuma olarak da bilinen Halepçe katliamı, Müslümanlara yönelik Saddam Hüseyin tarafından kimyasal gaz ile gerçekleştirilen bir soykırım. 

Halepçe’de 16 Mart 1988’de yaklaşık 5 saat süren kimyasal bombardıman sonrası, çoğunluğu çocuk ve kadın 6 bin 357 kişi zehirlenerek öldü, 14 bin 765 kişi de ağır derecede yaralandı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43 bin 753 aşkın kişinin ölümüne, 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu. Kimyasal saldırı sonrasında çeşitli hastalıklar meydana geldi ve binlerce sakat doğuma neden olduğu belirtildi.

Enfal adı verilen operasyonlar kapsamında acımasızca Halepçe şehrine ve köylerine kimyasal bomba yağdırıldı. Kara harekâtları, hava bombardımanları, yerleşkelerin sistematik bir şekilde yıkılması, toplu zorunlu göçler, idam mangaları ve kimyasal silah kullanımı sonucunda 200 bine yakın masum insan katledilirken, 1 milyonu aşkın insan da yerinden oldu. Bunun yanında bölgede 4 bini aşkın köy yakılıp yıkılırken; camiler, okullar ve hastaneler yerle bir edildi.

Elma Kokusuyla Gelen Ölümün Adı: Halepçe

Ölüm; çaresiz, eli kolu bağlı Halepçe halkının üzerine kara bir bulut gibi çöktü. Halepçe, üst üste yığılmış cesetler, çürümüş insan bedenleri ve ağzı açık olarak hayatını kaybetmiş çocuklar ile bir ölüm tarlasına dönüştü. Müslüman halk şaşkındı, ölümün onları ansızın yakalayacağından habersizlerdi. Kullanılan kimyasal silah; deriye, gözlere, boğaza ve akciğere büyük zarar veren Hardal ve Sârin gazından oluşmaktaydı. Elma kokulu kimyasal gazı teneffüs edenler, ciğerlerine dolan bu zehre teslim oluyordu.

Uzmanlar Hardal gazının etkilerini şöyle dile getiriyor: "Nagazaki ve Hiroşima'da iyonlaşan atomların tersine Hardal gazı gelecekteki nesil için de inanılmaz zararlar taşıyor. 10 yıl sonra bile insanlar çeşitli acılar çekiyor. Özellikle uzun vadede DNA üzerinde yaptığı zararları var."

İnsan bedenini eriten, sinir sisteminin çökmesine ve bel kemiğinin kırılmasına sebep olan gazdan dolayı insanların yavaş yavaş acı çekerek ölmesine tüm dünya tanık oldu. Halepçe insanlık tarihinin en acılı günlerinden birini yaşadı.

Bugün Halepçe Katliamı'nın 34'üncu yıl dönümü. Aradan geçen uzun yıllara rağmen acılar hâlâ tazeliğini koruyor.

Dün Irak’ta yaşanan bu korkunç saldırının bir benzeri son on yıl içerisinde Suriye’de yaşandı. Halep, Doğu Guta, Hama, Humus, Dera, Kuneytra, İdlib vb. bölgelerde Müslüman halkın, kundaktaki bebeklerin üzerine türlü silahlar atıldı, bombalar yağdırıldı. Dün Saddam, bugün Esed… Katillarin isimleri değişse de Müslümanların başındaki yöneticilerin zalimlikleri değişmiyor.

İslam dünyasında yaşanan tüm katliamlarda bazı aktörler öne çıksa da, bunların fikir babaları bağlı bulundukları sömürgeci Batı’dır. Halepçe'de Saddam, Suriye’de baba Hafız Esed ve oğul Beşar Esed, Bangladeş'te Müslümanlara kan kusturan Hasina rejimi, Libya’da Kaddafi, Mısır’da askeri cunta, Türkiye’de laik-Kemalist sistem ve onu ayakta tutan iktidarlar, Müslümanlara zulümde birbirleriyle adeta yarış içerisindeler.

Halepçe üzerinde ağıtlar yakıp öte taraftan bu katliamların baş müsebbibi olan Batılı emperyalistlerle kol kola gezenlerin durumu da içler acısıdır. Saddam ile bir zamanlar işini yürüten sömürgecilerin, onu alaşağı ettiği gibi bir gün kendilerine de aynı şeyi yapacağını düşünemeyip onları dost sananlar, kullanılıp çöpe atılan bir mendil misali, tarihin çöplüğüne atılacakları günü beklemekteler.

Rusya Suriye’de Binlerce Sivili Katletti

Rusya'nın Eylül 2015'te sözde “terörle mücadele” bahanesiyle Suriye'ye müdahale etmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Bu süreçte Rus saldırıları sonucunda masum kadın ve çocuklar olmak üzere yüz binlerce Müslüman vahşice katledildi. Rusya bu saldırılarda yasaklı fosfor bombalarıyla sivilleri yakarak katletti.

Başta ABD ona bağlı 64 ülkenin uluslararası koalisyon güçleri, Esed rejimi, İran, Rusya ve muhalifleri yanına çekerek etkisizleştiren Türkiye’nin katkılarıyla Suriye’de yaşanan katliamlar, Halepçe’yi çoktan geride bıraktı…

Sömürgeci kâfirler ve yerli işbirlikçileri bir asırdır bekalarının devamı için gerekli fitne ateşini hep harlamışlar, beldelerimizdeki işgallerini sürdürmek adına her daim Müslüman kanından beslenmişlerdir. İşte elma kokusuyla gelen ölüm Halepce katliamı da bunlardan sadece biri…

Lanet olsun tüm zalimlere!